Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği

Hakkında

Mustafa Gökhan Vural, tıp doktoru diplomasını Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden (2000-2006) aldıktan sonra, kardiyoloji alanında uzmanlık eğitimini Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde (2007-2012) tamamladı. Uzmanlık tezi "Obstrüktif Uyku Apnesi Hastalarında Sol Ventrikül Torsiyonunun Hastalığın Ciddiyeti ve Arteriyal-Ventriküler Eşleşme ile İlişkisi" olan Dr. Vural’ın bu alanda yayınlanan birçok akademik eseri bulunmaktadır.   

Kariyerine Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi'nde (2012-2014) başlayan Dr. Vural, sonrasında Sakarya Üniversitesi Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde (2014-2018), Başkent Üniversitesi Alanya Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde (2018-2019) ve Ankara 29 Mayıs Devlet Hastanesi'nde (2019-2023) kardiyoloji uzmanı olarak çalıştı. 2023 yılı itibariyle, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği'nde görev yapmaktadır.

2017 yılında Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde doçentlik ünvanını kazanarak akademik kariyerinde önemli bir basamak atladı. Girişimsel kardiyoloji, 3-boyutlu ekokardiyografi, spor kardiyolojisi, kalp ve bağırsak mikrobiyotası ilişkisi, amiloidoz ve kardiyoonkoloji gibi çeşitli alanlarda ulusal ve uluslararası projelerde yürütücü ve araştırmacı olarak yer alarak bu konularda önemli çalışmalara imza attı.

University of Alabama at Birmingham'daki araştırma faaliyeti sırasında (2014-2015) Prof. Dr. Navin Nanda ile birlikte 3 boyutlu ekokardiyografi üzerine yoğunlaştı ve bu çalışmalarını bilimsel bir makale ile taçlandırdı. Mesleki gelişimine önem veren Dr. Vural, Deney Hayvanları Kursu ve Temel Biyoistatistik gibi alanlarda aldığı eğitimlerle bilgisini ve becerilerini güncel tutmaktadır.

İletişime Geç Daha Az Göster
pic
pic

Hizmetler

İlgi ve tedavi alanları,

  •  3 Boyutlu ekokardiyografi ve ileri kardiyak görüntüleme
  •  Kronik total oklüzyon ve bifürkasyon stentleme gibi kompleks koroner girişimler
  •  Periferik arter hastalıkları girişimleri

  • TAVI, mitral balon ve atriyal septal defekt kapama gibi yapısal kalp işlemleri
Daha Fazla Göster

Yorumlar

Hastalarımız ne diyor?

Sıkça Sorulan Sorular

Doktor Sıkça Sorulan Sorular

3 Boyutlu Ekokardiyografi ve İleri Kardiyak Görüntüleme Yöntemleri ne amaçla kullanılır ve hasta yönetimi açısından önemi nedir?

3 boyutlu ekokardiyografi (3B Ekokardiyografi) ve ileri kardiyak görüntüleme, kalbin yapısını ve fonksiyonunu detaylı bir şekilde incelemek için kullanılan modern görüntüleme teknikleridir. Bu yöntemler kalp hastalıklarının tanı, tedavi ve takibinde kritik roller oynarlar.

3 boyutlu ekokardiyografi, kalbin üç boyutlu görüntülerini sağlayan gelişmiş bir ultrason tekniğidir. Geleneksel iki boyutlu ekokardiyografiden farklı olarak 3B ekokardiyografi, kalbin daha gerçekçi ve detaylı görüntüsünü sunar. Bu yöntemle kalp odacıklarının hacmi, kapakçıkların yapısı ve fonksiyonu ile kalp kasının hareketleri daha net bir şekilde değerlendirilebilir. İleri kardiyak görüntüleme yöntemleri ise kalp ve damarların yapısını ve işlevini değerlendirmek için kullanılan çeşitli görüntüleme yöntemleridir. Bu kategoriye teknikler arasında kardiyak bilgisayarlı tomografi (BT), kardiyak manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve pozitron emisyon tomografisi (PET) bulunur. Bu yöntemler kalp hastalıklarının tanısında, tedavi planlamasında ve hastalık seyrinin izlenmesinde önemli bilgiler sağlar. Bu teknikler kardiyoloji pratiğinde hastaların yönetimi açısından vazgeçilmez araçlar haline gelmiştir ve kalp sağlığının korunması ve iyileştirilmesinde önemli rol oynarlar.

Kronik total oklüzyon ve bifürkasyon stentleme gibi kompleks koroner girişimler nelerdir?

Kronik total oklüzyon (KTO) ve bifürkasyon stentleme, koroner arter hastalığının tedavisinde kullanılan kompleks girişimsel kardiyoloji prosedürleridir. Bu tedaviler koroner arterlerdeki daralmaları veya tıkanıklıkları gidermek amacıyla yapılan minimal invaziv işlemlerdir. Her iki prosedür de özel teknik beceri, deneyim ve detaylı anatomik bilgi gerektirir. Kronik total oklüzyon, koroner arterlerde uzun süredir devam eden tam bir tıkanıklığı ifade eder. Bu tıkanıklıklar genellikle aylar veya yıllar boyunca yavaş yavaş gelişir ve genellikle zengin bir kollateral damar ağı tarafından desteklenir. KTO tedavisindeki ana hedef tıkanmış arteri yeniden açarak kalp kasına kan akışını iyileştirmek ve böylece hastanın semptomlarını hafifletmek ve kalp fonksiyonunu iyileştirmektir. KTO tedavisi, belirgin semptomları olan ve ilaç tedavisine rağmen göğüs ağrısı yaşayan hastalarda yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirmektedir. Kalp kasının daha iyi perfüzyonunu sağlayarak gelecekteki kardiyak olay riskini azaltmaktadır. Bifürkasyon lezyonları ise koroner arterlerin dallanma noktalarındaki daralmaları tanımlamaktadır. Bu lezyonlar, stentleme sırasında teknik zorluklar yaratır çünkü iki ayrı koroner arter dalının her ikisini de etkileyebilir. Bifürkasyon stentleme bu dallanma noktalarındaki daralmaları açmak için kullanılan ileri tekniklerdir. Bifürkasyon stentleme, koroner arterlerin dallanma noktalarındaki kan akışını iyileştirerek kalp kasının daha iyi oksijenlenmesini sağlar. Dallanma noktalarındaki daralmaları etkili bir şekilde tedavi ederek ilerideki kardiyak komplikasyon riskini azaltır. Her iki prosedür de yüksek düzeyde teknik beceri ve uzmanlık gerektirir. KTO ve bifürkasyon stentleme işlemleri girişimsel kardiyologların karşılaştığı en zorlu işlemler arasındadır. Hastanın koroner arter yapısının detaylı bir şekilde anlaşılması bu kompleks müdahalelerin başarıyla uygulanabilmesi için kritik öneme sahiptir. Tecrübeli kardiyologlar bu kompleks lezyonların tedavisinde daha iyi sonuçlar elde etmektedirler. Uygulanacak stratejinin doğru seçilmesi müdahalenin başarısı için temel bir unsurdur. Gelişmiş stent platformları, tel ve kılavuz kateterler gibi yenilikçi teknolojilerin kullanımı bu zorlu müdahalelerin başarı oranını artırır.

Sonuç olarak KTO ve bifürkasyon stentleme gibi kompleks koroner girişimler, girişimsel kardiyolojinin en zorlu alanlarından bazılarıdır. Bu prosedürlerin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için yüksek düzeyde uzmanlık, deneyim ve anatomik bilgi gerektirmektedir.

Periferik arter hastalığının belirtileri nelerdir ve nasıl tedavi edilmelidir?

Periferik arter hastalığı (PAH), bacaklardaki arterlerde plak birikimi veya daralma sonucu gelişen aterosklerotik hastalıktır. Bu hastalık bacaklara yeterli kan akışını engeller ve bu da çeşitli semptomlara ve ciddi sonuçlara yol açar. Belirtileri arasında yürüme veya egzersiz sırasında ağrı, kramp veya rahatsızlık hissi, soğukluk veya uyuşukluk, deri renginde değişiklikler, ciltte parlaklık kaybı veya yara iyileşmesinin bozulması bulunmaktadır. Yetersiz kan akışı hücre ölümüne yol açarak ciddi enfeksiyonlara ve hatta doku kaybına neden olabilir. PAH hastalarında inme ve kalp krizi riski artmıştır. Kan pıhtılaşmasını önleyen ilaçlar, kan basıncını düzenleyen ilaçlar ve kolesterol seviyelerini kontrol altında tutan ilaçlar PAH'ın medikal tedavisinde kullanılır. Egzersiz, sağlıklı beslenme ve sigara içmeyi bırakma gibi yaşam tarzı değişiklikleri, PAH’ın ilerlemesini yavaşlatır ve semptomların azalmasını sağlar. Ciddi durumlarda endovasküler veya cerrahi girişimler gerekebilir. Bu girişimler arasında balon anjiyoplasti, stent yerleştirme veya amputasyon gibi prosedürler bulunur. Balon anjiyoplastide tıkanmış veya daralmış arterlere küçük bir balon kateter yerleştirilir ve balon şişirilerek arterin içindeki plaklar sıkıştırılır, böylece arterin açılması sağlanır. Bazı durumlarda açılan arterin açık kalmasını sağlamak için bir stent (metal tüp) yerleştirilebilir. Son çare olarak kan akışını iyileştirmek için etkilenen bölümün cerrahi olarak çıkarılması gerekebilir. Bu girişimler kan akışını iyileştirmeye ve semptomları hafifletmeye yardımcı olur. Ancak, PAH ilerlemişse veya tedavi edilmezse ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi önemlidir. Tedavi seçenekleri ve sonuçları, hastanın durumuna, semptomlarının şiddetine ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle her hasta için tedavi planı bireysel olarak belirlenmelidir.

TAVİ nedir ve ne amaçla kullanılır?

Transkateter Aortik Kapak İmplantasyonu (TAVİ) aortik kapak darlığının tedavisinde kullanılan minimal invaziv bir işlemdir. Yeni biyoprotez kapak kasık veya göğüs duvarından küçük bir kesi yapılarak yerleştirilir. Geleneksel cerrahiye göre daha az invazif olduğu için hasta iyileşme süreci daha kısa olur. Ayrıca, yüksek riskli veya cerrahiye uygun olmayan hastalarda tercih edilir. 

Mitral Balon nedir ve ne amaçla kullanılır?

Mitral Balon Valvüloplasti, mitral kapak darlığı tedavisinde kullanılan bir işlemdir. Kateter yoluyla mitral kapağa yerleştirilen balon genişletilerek daralmış kapak açılmaktadır. Geleneksel cerrahiye göre daha az invazif bir seçenektir. Özellikle ameliyat riski taşıyan veya cerrahiye uygun olmayan hastalarda tercih edilmektedir.

ASD nedir ve nasıl tedavi edilir?

Atriyal septal defekt (ASD) kalp odacıkları arasında tespit edilen deliktir. Perkütan ASD kapama işleminde bu delik kateter yoluyla kapatılır. Bu işlem, kalp yükünü azaltarak akciğerlerdeki basıncı düşürür ve semptomları hafifletir. Ayrıca komplikasyon riskini azaltarak hastanın yaşam kalitesini artırır. Bu işlem hastaların semptomlarını hafifletmeye, yaşam kalitesini artırmaya ve komplikasyon riskini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Ancak, hasta için en uygun tedavi kardiyoloji uzmanı tarafından bireyselleştirilmelidir.

Doktora sormak istediğiniz bir soru mu var?

Bilgi Almak için iletişime geçebilir veya randevu alabilirsiniz.

Hemen Sor Randevu Al

İletişim

Ulaşım